Merhabalar. Adım Zerrin, 46 yaşında, esmerve dul bir bayanım. 2 yıl öncebir trafik kazasında kaybettiğim FabrikatörKocamdan kalan Fabrikanın idaresiyle benilgilenmeye başladım. Kızım da AmerikadaÜniversitede okuduğu için, 2 yıl boyunca tekbaşıma tüm vaktimi Fabrikanın işleriyleharcadım, ancak malesef mizacım işkadınlığına elvermediğ inden ve parasalsıkıntım olmadığından sonunda Fabrikayısatmak zorunda kaldım. Kocam çok zenginbiriydi, Fabrikanın haricinde daha birçokgayrımenkulden oluşan yüklü bir mirasbırakmıştı. Takriben 1,5 yıldır da miraslauğraşmaktan kendime hiç zamanayıramamıştım. Mali işlerimi Şişlitaraflarındaki bir Banka şubesi ilehallediyordum. Küçük bir şube seçmeminsebebi, yüklü mevduatım olduğundan çokdaha samimi ve kolay işlemyaptırmamdandı.Bir gün tekrar gelen faizleri ve kiralarıkontrol etmek için şubeye gittiğimde, yenibir memurun işe başlamış olduğunu gördüm.Diğer çalışan 7-8 kişinin ortasında hemengöze batıyordu. Çok yakışı kl ı bir gençti, 1.80boylarında, pak yüzlü, atletik yapılı biriydi.Görür görmez bayılmıştım. Şöyle bir ellerinebaktım, yüzük filan yoktu, muhtemelenbekardı. 2 yıldır işten güçten başımıalamamış, lakin kendimi toplamışım, biranda tahrik olmuştum, içim erimişti görünce.Müdüre han ımın yanında kahvemi içerken,hesaplarımı denetim ettim. Müdüre han ımlakonuşurken, öylesine işe yeni başlayanmemurdan bahsettim. Müdüre han ım dasinsice gülümseyerek, “Evet yeni başladı,ismi Selim. Daha bekar ve üstelik sizinsemtte oturuyor!” :)) dedi. Neyse, benkahvemi bitirdikten sonra şubeden ayrılıpeve döndüm. Ancak başıma takmıştım birkere, bu yeni gelen çocuğu daha yakındantanımam lazımdı…Ne yaparım, nasıl yaparım diye düşünürken,aklıma birşey geldi. Bankadakiler saat 18:00de paydos ediyorlardı, akşam 17:15 gibiMüdüre hanımı arayıp, “Ah şekerim sorma,öğlen unutmuşum, bu akşam bir düğünegideceğim, armağan almam lazım, bizahmet oyeni gelen memur çocukla bana 1.500 TLgönderiver, sana verdiğim vekalettenhalledersin! İsmi neydi, Selim miydi? Nasılolsa bizim semtte oturuyormuş!” dedim.Müdüre han ım da, “Tamam, hemenyolluyorum!” dedi. Ben de çabucak bir duşalıp bornozumu giydim ve Selimi beklemeyebaşladım. 15 dakika sonra Selim kapıyıçaldığında bornozla kapıyı açtım. Elindekizarfı göstererek, “Müdüre han ım gönderdi…”dedi. Parayı teslim aldığıma dair Makbuzimzalatması gerekiyordu. “Gel canım, içeribuyur!” diye salona aldım. Selim sıkıla sıkılaiçeri girdi, parayı saydı uzattı. “Ah canımsana da zahmet oldu, ancak görüyorsun halimi,hazırlanmam lazımdı, buyur geç, şöyle otur!”diye üçlü koltuğu işaret ederek oturtup, bende çabucak yanına oturdum. Ve o an bacakbacak üzerine atarak birinci frikiğimi verdim,neredeyse kalçama kadar bacaklarımı açtım,bornozun önü de baya aralık, göğüslerimolduğu üzere meydandaydı…Selimin gözleri bir göğüslerimde birbacaklarımdaydı. “Dur sana içecek birşeyikram edeyim, eh buraya kadar zahmet edipgeldin…” dedim. Kalkıp iki bardak Viskidoldurdum ve biraz daha yakınına oturdum.Artık kalçam Selimin bacağıyla temashalindeydi. Selim makbuzu imzalattıktansonra Viskisini fondip yaptı ve göğüslerimlebacaklarımı süzerek, “Başka bir arzunuzvarmıydı Zerrin han ım?” dedi. Seliminönüne baktığımda siki neredeysepantolonundan fırlayacak üzereydi, hiçdüşünmeden elimi pantolonunun üzerindensikine atıp kavradım, “Bunu istiyorum!”dedim ve dudaklarına yumuldum. Selimdudaklarımı koparırcasına öperken, benimde ellerim evvel gömleğini sonra pantolonunuçıkartmakla meşguldü. Dudaklarım ve dilimSelimin ağzında, dillerimiz birbirinedolanmış vaziyette iken, Selimin elleri degöğüslerimi kavramış, okşamakla sıkmakarasında dolaşıyordu. O onda am ımın sularışarıl şurul akmaya başlamıştı zaten…Ben Selimin külodunu da bir çırp ıda aşağıindirdiğimde, kazık üzere siki fırlamıştı.Hemen eğilip sikinin mantar üzere başınıağzıma aldım ve emmeye başladım. Elimi detaşaklarına attım, taşaklarını sıktıra sıktırasikini emiyordum. Selim de boş durmuyor,elleri kah göğüslerimde kah kalçamdaokşamalarına devam ediyordu. Bir andakalkıp Selimin kucağına oturdum, sikininbaşı göbeğime geliyordu. Dudaklarımız tekrarbirleşmiş, şehvetle birbirini emip ısırırken,biraz kalkıp elimle Selimin sikini am ımadenk getirip üzerine bıraktım kendimi. Oanda zevkten ölebilirdim, Selimin kazık gibisiki bir anda içime saplanmış ve tiz bir çığlıkatmıştım. Tabanına kadar aldıktan sonra yavaşyavaş oturup kalkarak kendi kendime gitgelyapıyordum. Dayanılmaz bir şehvet Okyanusundayüzüyordum güya, her oturuşumdaneredeyse çığlık atıyordum. Amımdan sularakmaya başladığında inleyerek birdenhızlandım. Selim ise altımda resmenböğürüyordu. Tam gelmek üzereydim, birdenhızla oturup Selimin sikini am ımın içindekasarak hapsettim ve sarsılmaya başladım…Selim de, “Uuuaaoohhh, geliyorummm! diyeinleyerek alttan kalçasını kaldırarak dahadaderine girdi ve lavlarını içime boşaltmayabaşladı. Tırnaklarım Selimin etlerine geçmiştineredeyse. İkimiz birebir anda gelmiştik ve benbunca yıllık evlilik hayatımda hiçtadamadığım bir orgazm yaşıyordum. Ovaziyette, siki içimdeyken bir müddetSelimin kucağında kaldım. Sehpadakitelefonum çalmaya başladı, Seliminkucağından inmeden telefona uzanıp cevapverdim. Müdüre han ım arıyordu, “ZerrinHanım, Selim geldi mi?” dedi. Ben de titrekbir sesle, “Geldi geldi! Şu anda içerde!”dedim. Müdüre han ım da, “OK!” dedikapattı…Kalkıp Selimle birlikte duşa girdik. Yıkandıkçıktık. “Hadi giyinip yemeğe gidelim!”diyerek lüks bir restorana götürdüm Selimi.Yemeğimizi bir şişe şarap eşliğinde yeyiptekrar konuta geldik. Daha kapıyı kaparkapamaz Selime saldırdım, koridordabirbirimizi soyarak yatak odama geçtik. Benisırtüstü yatağa atıp, direk amıma yumularakdillemeye başladı. Yatakta biraz döndü vesiki tam hızımın üzerine geldi. 69olmuştuk. Ben de onun sikini tutup emmeyebaşladım. Birbirimizinkini çılgınlar gibiemerken, o an bir kez orgazm oldum,sularım akmaya başlamıştı. Selimin siki kazıkgibi olmuştu, ağzıma sığdıramıyordum. Sikinielimle kavradım ve iri göğüslerimin arasınaaldım. Selim göğüslerimi biraz siktiktensonra dönerek kasıklarıma oturdu, üzerimeeğilip göğüslerimi emmeye ısırmaya başladı.Dayanamıyordum artık, bacaklarımı açmayabaşladım. Selim de üzerimden indi, ayakbileklerimden kavrayıp ayaklarımı omzunakoydu, nabız üzere atan sikini am ımındudaklarıma sürmeye başlamıştı. Zevktençıldırıyordum, inlemelerim duvarlardayankılanıyordu…Az sonra Selimin sikinin santim santimamımın içine kaydığını hissediyordum.Tamamını içime köklediğinde bir çığlık dahaatmıştım. Çünkü amım Selimin sikine nazaran dargeliyordu. Hele Selimin am ıma geçirirken,“Ohhh yavrum, ne kadar dar amın var! Benbu am ı sabahlara kadar sikmezmiyim!” gibikonuşmaları benim aklımı tümden alıyor,daha çok tahrik oluyor ve kendimdengeçiyordum. Nasıl dediğime ben deşaşırıyordum, ancak ben de Selime, “Sikkoçum! Parçala am ımı! Bu am ın bundansonra tek sahibi sensin! Sok erkeğim, bitirbeni! Yerim senin o muhteş em yarağını!”gibi laflar ediyordum. Selim de daha sert vehızlı basıyordu. Beni altında katlamış gibiydive sikinin baskısını taa midemdehissediyordum, lakin buna karşın ben dekalçamı ona yanlışsız iterek dahada içimealmaya çalışıyor ve “Sokkkk! Daha sokkk!”diye bağırıyordum. Kaçıncı orgazmımolduğunu sayamadım…Selim beni evire çevire yarım saate yakınsikti. En son beni domaltarak gitgelyaptığında artık ben perişan olmuştum ve“Boşallll! Boşal artık erkeğim! Benbitttimmm!” demiş tim. Selim de daha dahızlanarak, “Geliyorummmm aşkımmmm!”diyerek içime fışkırmaya başlamıştı. Müthişbirşeydi! Tüm evliliğimdeki sikişmeleriminhepsinin toplamından daha çok zevkalmıştım. Artık Selim benim erkeğimolmuştu. O gece Selim bende yattı ve benibirde hiç sikilmemiş bakire götümdensiktikten sonra uyuduk. Sabah erkendenSelim uyanmış ve am ımı yalayarak beni deuyandırmıştı. Sabah sikişinden sonra o işegiderken, ben yatakta öylece kalakalmıştım.Öğleden sonra Şubeye uğradığımda MüdüreHanım bana, “Hoşgeldiniz Zerrin han ım!”derken yüzünde muzip bir gülümseme vardı.“Zerrin han ım, umarım dün sizi memnunedebildik?” deyince , ben de tıpkı muzip birgülümsemeyle, “Nasıl memnun olduğumubilemezsiniz, çok teşekkür ederim!” dedim .Gönlünüzce sikişin